Dergide yayınlanan araştırmaya göre, esrarın mutluluk, üzüntü ve öfke gibi insan duygularının tanınması ve işlenmesi üzerinde önemli bir etkisi olduğu görülmektedir.
Bilim adamları sadece esrarın beyni nasıl etkilediğini anlamaya başlıyor.
Esrar tüketiminin, iştahı ve besin alımını, uyku düzenini, yürütücü işlevi ve duygusal davranışı etkileyebilecek beyin aktivitesinde ani, artık ve uzun süreli değişikliklere neden olduğu bilinmektedir.
Çatışan kanıtlar, hem olumlu hem de olumsuz duygudurum hallerini yoğunlaştırabileceğini ileri sürmüştür.
Colorado State Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Lucy Troup ve yüksek lisans öğrencileri, esrar kullanımının bir kişinin duyguları işleme yeteneğini nasıl etkilediğine bakmak istedi.
Yaklaşık 2 yıldır, ekip yaklaşık 70 gönüllünün beyin aktivitelerini ölçmek için bir elektroensefalogram (EEG) kullanarak deneyler yapıyor.
Tüm katılımcılar kendilerini kronik, ılımlı veya esrar kullanmayan kişiler olarak tanımladılar. Bunların hepsi, 18 yaş ve üstü tıbbi esrar kullanıcıları olan Colorado Amendment 64 ya da 21 yaşında veya daha büyük yaştaki rekreasyon kullanıcıları olarak esrar kullanıcısının yasal kullanıcıları olduğunu teyit ettiler.
Bir EEG, çok çeşitli genel beyin aktivitesini kaydedebilir. Bu çalışmada, araştırmacılar, katılımcıların “P3 olay ile ilişkili potansiyelini” ölçmek için kullanmışlardır.
P3, beyinde görsel olarak bir şey fark ederek tetiklenen elektriksel aktiviteyi ifade eder. P3 aktivitesinin, duygusal işlemede dikkat ile ilişkili olduğu bilinmektedir.
Esrar kullanımı empati yeteneğini azaltabilir
Bir EEG’ye bağlıyken katılımcılar, yüzleri dört ayrı ifadeyle karşıladı: tarafsız, mutlu, korkulu ve öfkeli. Ekip, yüz yüze odaklandığında, beynin belirli bölgelerindeki reaksiyonları ele geçiren P3 verilerini topladı.
Esrar kullanıcıları, kontrollere kıyasla olumsuz ifadeler, özellikle kızgın olanlar gösteren yüzlere daha yoğun tepki gösterdi. Tersine, mutlu yüzlerle temsil edilen olumlu ifadelere yanıtları, kontrollerden daha küçüktü.
Esrar kullanıcılarının dikkatini çekmesi ve “açık bir şekilde” duyguyu tanımlaması istendiğinde, kullanıcı olmayanların tepkileri arasında küçük bir fark görülmüştür.
Ancak, esrar kullanıcıları, yüzün cinsiyetine odaklanmalarını ve sonra da duyguyu tanımlamaları için bir görevde daha düşük puan aldılar. Bu, duyguları “örtük olarak” tanımanın ve daha derin bir duygusal düzeyde empati kurmanın azalmış bir yeteneğini göstermektedir.
Araştırmacılar, esrarın beynin duyguyu işleme yeteneğini etkilediğini, ancak beynin, duyguların açıkça veya örtülü olarak tespit edilip edilmediğine bağlı olarak etkilere karşı koyabildiğini sonucuna varmışlardır.
Grup yorumları:
“Yanlısı veya duruş sergilemiyoruz, ama sadece bilmek istiyoruz, ne yapıyor? Bu gerçekten anlamlandırma ile ilgili.”
Duygu-işleme paradigmasının amacının esrar kullanan kişilerdeki tepkilerin yapmayanlardan farklı olup olmadığını görmek olduğunu açıklıyor.
Diğer çalışmalarda, Trup esrarın depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozuklukları üzerindeki etkilerini araştırıyor ve ekip üyelerinden biri esrarın öğrenmeye etkisini araştırıyor.
son zamanlarda esrar kullanımının gençleri şizofreni riskine daha fazla maruz bırakabileceğini bildirdi.