Sevgili kullanıcılar! Sitedeki tüm materyaller diğer dillerden çevirilerdir. Metinlerin kalitesi için özür dileriz, ancak onların yararına olacağını umuyoruz. En iyi dileklerimle, Site yönetimi. E-mail: admin@trmedbook.com

Yeni keşif ‘otoimmün hastalıkların tedavisini etkileyebilir’

Yeni bir çalışma, bağışıklık sistemindeki T hücrelerinin farklılaşmasını, iltihap önleyici ve iltihap önleyici hücreler arasında bir denge oluşturacak şekilde manipüle etmenin bir yolunu bulmuştur. Bu keşif, otoimmün hastalıkları ve bazı kanser türlerini tedavi etmek için etkileri olabilir.

mikroskop

Bağışıklık sistemimiz, sağlıklı hücreleri yabancı cisimler olarak yanlış tanımladığı ve onlara saldırmaya karar verdiği durumlarda otoimmün hastalıklar tetiklenir. Bu süreçte, bağışıklık sisteminde bulunan “T hücreleri” olarak adlandırılan bazı hücreler yer alır.

T hücreleri farklı tiptedir ve farklı işlevlere sahiptir, ancak ana rolü vücuttaki bağışıklık reaksiyonlarına aracılık etmektir. Bazı T hücreleri pro-inflamatuardır, bir bağışıklık tepkisini destekler, diğerleri ise bu yanıtın “saldırganlığını” düzenleyen bağışıklık bastırıcıdır.

Otoimmün hastalıklar yanı sıra kolorektal kanser ve akciğer kanseri gibi bazı kanser türlerine, bağışıklık sistemindeki belirli T hücresi dengesizlikleri aracılık eder. Bu dengesizlikler ya anormal iltihaplara ya da vücudun patojenleri tanımlayamadığı bir reaksiyon eksikliğine yol açar.

Son zamanlarda, “T helper 17” (Th17) hücreleri adı verilen belirli bir T hücresi türü üzerinde çok sayıda araştırma yapılmıştır. Çalışmalar, Th17 hücrelerinin kararsız olabildiğini, dolayısıyla otoimmün hastalıkları sürdürdüğünü ve bazı kanserlere aracılık ettiğini bulmuştur.

San Francisco, CA’daki Gladstone Enstitülerinden Dr. Sheng Ding tarafından yönetilen yeni bir çalışma, farklılaşmayı, pro-inflamatuar olan Th17 hücrelerine veya immünosupresif olan düzenleyici T hücrelerine farklılaşmayı belirlemek için bir hücre kaderini değiştirmenin bir yolunu keşfetti. .

Araştırmacılar bulgularını dergide yayınladılar.

Dr. Ding, “Bulgularımız, otoimmün hastalıkların yanı sıra kök hücre ve immüno-onkoloji terapileri üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir” diyor.

Hücre manipülasyonuna kimyasal bileşik anahtar

Bu çalışmada, deneyler in vitro (hücre kültürleri kullanılarak) ve in vivo (fareler kullanılarak) “(aminooksi) asetik asit” (AOA) adı verilen kimyasal bir bileşiğin etkisini test etmek için gerçekleştirilmiştir.

Araştırmacılar, AOA’nın Th17 veya düzenleyici T hücrelerine uzmanlaşmak için bir progenitor hücresine “söyleme” nin anahtarı olduğunu bulmuşlardır. Bu, bağışıklık sistemi içinde hücresel dengeyi geliştirmeye yardımcı olacak stratejilerin oluşturulmasına izin verir.

Ding ve meslektaşları, bu keşfin kanser ve otoimmün hastalık tedavileri için daha geniş etkileri olabileceğini açıklıyor.

Örneğin, otoimmün hastalıklar durumunda Th17 yerine düzenleyici T hücrelerine farklılaşmanın saptanması, yardımcı hücrelerin neden olduğu alevlenebilen enflamatuar etkiyi engelleyebilir.

Araştırmacılar ayrıca bu stratejinin hücre güdümlü tedaviye getirebileceği olası faydaları araştırmaya da isteklidir; Düzenleyici T hücreleri bazen sistemin organ nakillerini reddetmesini önlemek için kullanılabilir.

Ding ve meslektaşları şimdi, düzenleyici T hücrelerinin üretiminin, hücre transplantlarının immün toleransını arttırmak için kullanılabileceğini ileri sürmektedir. Aynı stratejinin kanser tedavisindeki dolaylı da olsa etkili olabileceğini umuyorlar.

“Çalışmamız ayrıca immüno-onkolojide ve kanserin tedavisindeki çabalara da katkıda bulunabilir. Bu tip tedavi, kanseri doğrudan hedeflemez, ancak bağışıklık sistemini aktive etmeye çalışır, böylece kanser hücrelerini tanıyabilir ve onlara saldırabilir.”

İlk yazar Dr. Tao Xu, Gladstone Enstitüleri

AOA’nın tedavileri daha etkin hale getirmek için nasıl en iyi şekilde kullanılabileceğini anlamak için hala bir yol olsa da, araştırmacılar bunun bağışıklık sistemi mekanizmalarının kontrolünü yeniden kazanmanın ilk adımı olduğunu ileri sürmektedirler.

TRMedBook