Sevgili kullanıcılar! Sitedeki tüm materyaller diğer dillerden çevirilerdir. Metinlerin kalitesi için özür dileriz, ancak onların yararına olacağını umuyoruz. En iyi dileklerimle, Site yönetimi. E-mail: admin@trmedbook.com

Yeni ilaç hedefi kronik ağrı ilacını değiştirebilir

Yeni araştırmalar, gelecekte ağrıdan etkilenenler için daha iyi ilaçlara yol açabilecek kronik ve patolojik ağrı için bir hedef ortaya çıkardı.

kronik ağrı tanımı

Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) ‘na göre kronik ağrı “uzun süreli sakatlığın en yaygın nedeni” dir.

Aslında, NIH tarafından yapılan son bir analiz, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 25 milyondan fazla insanın (ya da ülkenin yetişkin nüfusunun yüzde 11’inden fazlasının) kronik ağrı ile yaşadığını tahmin etmektedir. Bu, son 3 ay boyunca her gün acı çektikleri anlamına gelir.

Bazı durumlarda kronik ağrı başlangıçta bir yaralanma veya bir enfeksiyon gibi bir olay tarafından tetiklenmiş olsa da, çoğu zaman, kronik ağrının nedeni bilinmemektedir.

Nedeni büyük ölçüde bilinmediğinden, kronik ağrı henüz tedavi edilemez. Bununla birlikte, uyuşturucular genellikle yardımcı olurlar ve araştırmacılar daha etkili tedaviler geliştirmeye çalışmakta zorlanırlar.

Günümüzde, dergide yayınlanan yeni bir çalışma, kronik ağrı için potansiyel yeni bir terapötik hedef belirlemiştir; bu da araştırmacıların yakın gelecekte ağrı tedavisi için alternatif bir ilaç geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Ekip, Philadelphia, PA’daki Thomas Jefferson Üniversitesi’nde Nörobilim Bölümü’nden Dr. Matthew Dalva tarafından yönetildi. O ve ekibi, fosforilasyon adı verilen bir süreci ve kronik ağrının nasıl meydana geldiğini ve hangi duygular tetiklediğini araştırdı.

Fosforilasyon, bir proteinin, dış uyaranlara tepki olarak değiştiği ortak bir biyolojik süreci tarif eden bir terimdir.

Yeni bir ağrı reseptörünün belirlenmesi

Önceki araştırmalar, N-metil-D-aspartat (NMDA) adlı bir ağrı reseptörünü ve patolojik ağrıda anahtar rol oynadığını tespit etmiştir.

Bununla birlikte, bu reseptör hafıza ve öğrenme açısından da önemlidir, bu nedenle bu reseptörü hedefleyen ilaçlar da bu fonksiyonları etkileyecektir.

Ancak yeni çalışmada, Dr. Dalva ve meslektaşları, aynı zamanda ağrıda önemli bir rol oynayan ikinci bir reseptörü tanımladılar. Çalışmalarında, bilim adamları özellikle nöronları inceledi.

Spesifik olarak, hücre kültürlerinde ve in vivo olarak bir dizi laboratuar testi yapılarak, ekip, yaralanmanın neden olduğu ağrıya karşılık olarak, protein ephrin B’nin beyin hücresinde değişiklik yaptığını görebilmiştir. Hücrenin dışındaki bu fosforilasyon, ephrin B reseptörünün NMDA reseptörüne bağlanmasına ve sinapslara taşınmasına izin verir.

Bu süreç, acıya karşı daha yüksek hassasiyete yol açan NMDA reseptörünün işlevini değiştirir.

Yazarların açıkladığı gibi, patolojik ağrı, bir hücresel disfonksiyonun bir sonucu olduğu için bir yaralanma veya inflamasyonun neden olduğu ağrıdan farklıdır.

Ağrı hücresel düzeyde meydana geldiği için, ilk sebepten sonra bile gitmez – kronik ağrı veya yaygın migrende olduğu gibi.

Bir hücrenin düzgün çalışması için proteinlerin doğru yerde olması gerekir. Ancak yeni çalışmanın gösterdiği şey, kronik ağrı durumunda, sözde fosforilasyon sürecinin, proteinleri nörondan uzaklaştıracağı ve böylelikle hücre disfonksiyonunu ve patolojik ağrıyı tetiklediğidir.

Önemli bir şekilde, bir fare modeli kullanılarak, bilim adamları, ephrin B reseptörü ve NMDA reseptörü arasındaki istenmeyen sinerjiyi bloke eden bazı kimyasalları da test edebildiler.

İki reseptör arasındaki bu iletişimi kesmek acıyı durdurdu. Tersine, iki reseptörü bir araya getirmek, acıya aşırı duyarlılığa yol açmıştır.

Araştırmanın son yazarı, bulguların önemini şöyle anlatıyor: “Ağrıya karşı sinir hassaslığını başlatan protein değişikliği, hücre dışında meydana geldiğinden, bize ilaç geliştirme için daha kolay bir hedef sunuyor. ağrı yönetimi alanı.

“Bu değişikliğe neden olan kesin mekanizmayı henüz keşfetmememize rağmen […] bu bulgu, hem yeni tedaviler geliştirmek için hem de genel olarak sinapsları incelemek için yeni ve güçlü bir araç sunuyor.”

Matthew Dalva

TRMedBook